FETÖ’nün medya tetikçilerinden olduğunu daha sonra kendi ağzından da itiraf eden Rasim Ozan Kütahyalı’nın da dediği gibi: “3 Temmuz olmasaydı Fenerbahçe, Türkiye’de tek büyük takım olurdu…” Fetullahçı Terör Örgütü’nün maşası olan savcı Zekeriya Öz tarafından oluşturulan iddianamede, akıllara zarar suçlamalar ve iftiralar vardı. FETÖ’nün tüm yayın organları birleşmiş, merkez medyayı da arkasına alarak Aziz Yıldırım’ı ve Fenerbahçe’yi linç etmeye başlamışlardı. Başkan Aziz Yıldırım, Şekip Mosturoğlu, İlhan Ekşioğlu ve Tamer Yelkovan gibi isimler gözaltına alındı. Örgüt her şey tamam sandı. Ancak Fenerbahçe taraftarı öyle bir başkaldırdı ki, dosta düşmana yüz yıllar boyu unutulmayacak bir kahramanlık destanı izlettirdi. Aziz Yıldırım, ilk duruşmasında “Ne şikesi kardeşim, memleket elden gidiyor” diyerek henüz o yıllarda foyası açığa çıkmamış olan örgütün temeline ilk dinamitleri koyan isim oldu. Ülkenin son 20 yılında tüm hücrelerine sızarak istediği gibi at koşturan bu alçak ve hain örgüt, yıkılmayan son kale Fenerbahçe karşısında adeta aciz duruma düştü. Fenerbahçe’nin yaktığı kıvılcım dalga dalga büyüdü ve örgütün foyası ortaya çıktı. Ergenekon, Balyoz ve 3 Temmuz sözde şike davalarının, örgütün menfaatleri doğrultusunda hazırlanmış birer deli saçması olduğu da ispatlanmış oldu. Fenerbahçe’nin borsadaki hisseleri bir gecede dibe vurdu, futboldaki o sezonki görkemli kadro dağıtıldı, diğer branşlarda da tasarrufa gidildi. Futbolda Avrupa’dan men edilerek kulübün gelir kaynakları kesildi. 14 yılda yalnızca bir kez şampiyon olabildi. Fenerbahçe’yi ele geçiremediler ama besledikleri diğer camiaların işine gelecek şekilde Sarı Lacivertli kulübü aşağı çektiler. Bana göre 3 Temmuz, görünenin aksine başarılı olmuş bir operasyondur! 3 Temmuz olmasaydı, Fenerbahçe o dönem yıldızlarla dolu kadrosuna dünyaca ünlü isimleri katacaktı. Parasal anlamda hiçbir sıkıntı yoktu. Daha üç yıl önce Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final yapmıştı ve adını Avrupa’da fazlaca duyurmuştu. Türk sporuna her anlamda çağ atlatmıştı Aziz Yıldırım ve kurmayları. Ancak hain bir örtünün çirkin emellerine kurban gitmişti tüm bu emekler… Aziz Yıldırım büyük bir devrimcidir. FETÖ’nün Fenerbahçe’ye sızmasına asla izin vermemiştir. Malum camianın başkan ve futbolcuları eteklerinden ayrılmazken, Fenerbahçe örgüte karşı katı duruşuyla asla aman vermemiştir. Bugün gelinen noktada, Fetullahçı yapının bir terör örgütü olduğu ortaya çıkmıştır. Örgütün kırıntıları ülkeden temizlenmiştir. Sözde şike davasının savcısı, zamanın Galatasaray kongre üyesi Zekeriya Öz, ülkeden kaçmıştır. Zaten davada adı geçen tüm hâkim ve savcılar ya cezaevindeler ya da kaçak durumdalar. Olanlar oldu ama bugün hâlâ Fenerbahçe’nin zararları tazmin edilmedi. Fenerbahçe’nin uğradığı hak gaspları bir yana, Avrupa’dan men edildiği yıllarda yerine Trabzonspor ve Galatasaray Avrupa kupalarına katıldı. Fenerbahçe’nin kasasına girmesi gereken gelirler bu kulüplere adeta peşkeş çekildi. Her şeye rağmen “Yıkılmayan Son Kale Fenerbahçe”, ülkenin önemli isimlerinin de ifade ettiği gibi, FETÖ’ye ilk darbeyi vuran kurum olmuştur. Fetullah Gülen’in eteklerinden ayrılmayanlara inat, Atatürk ve Cumhuriyet sevgisinden aldığı güçle bugün hâlâ dimdik ayaktadır ve Dünyanın En Büyük Spor Kulübü’dür.